3 anni ·Tradurre

Atatürk’ü 43 şişe kininle zehirlemişler!

Atatürk’ün ölümündeki sır perdesini aralayan tarihi kanıtlar ortaya çıktı. Belgeler 77 yıldır sadece kulaktan kulağa konuşulan “Atatürk zehirlendi” iddiasının gerçek olduğunu ve “suikastin” İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koyuyor.

Yeni Şafak gazetesi, 77 yıldır sadece dost meclislerinde gündeme gelen 'Atatürk ölmedi, zehirlendi' iddialarına ilişkin tarihi belgelere ulaştı. 57 yaşında hayatını kaybeden Atatürk'ün doğal yollardan ölmediği, zamanın kudretli yöneticileri ve doktorları tarafından 'zehirlendiğine' ilişkin iddialar zaman zaman dillendirilse de bu, sınırlı bir tartışmanın ötesine geçmemişti. Yeni Şafak'ın ulaştığı belgeler zehirlenme hadisesinin gerçek olduğunu, bizzat İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koyuyor.

43 şişe Kinin verilir mi?

Yeni Şafak’ın ulaştığı belgelerde Bekata’nın İçişleri Bakanı olduğu 1962 yılında, Doktor Lebit Yurdoğlu’ndan destek istediği, Yurdoğlu’nun elde ettiği bulguları bir mektupla ilettiği görülüyor.

Bir dönem 'derin devlet' olarak anılan Encümen-i Daniş'in başkanlığını da yürüten Hıfzı Oğuz Bekata, Kasım Gülek'in 'nazikçe' uyarılarına rağmen Atatürk'ün ölümünün arkasındaki sırrı araştırmaya devam etti.

Yeni Şafak'ın ulaştığı bir başka belgede Bekata'nın İçişleri Bakanı olduğu 1962 yılında, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Doktor Lebit Yurdoğlu'ndan destek istediği, Yurdoğlu'nun elde ettiği bulguları bir mektupla ilettiği görülüyor. Doktor Yurdoğlu, Bekata'ya yazdığı yazıda Atatürk'ün kesinlikle öldürüldüğüne dikkat çekiyor: Yurdoğlu tespitlerini şu şekilde sıralıyor:

43 ŞİŞE KİNİN ZEHRİ

“Bu konuyu derinlemesine araştırdığımda sorunun sadece geç teşhis olmadığını teşhisle uyumlu ilaçlar kullanılmadığını tesbit ettim."

“Sıtma tedavisi için kullanılan Kinin ilacının 43 şişe kullanıldığını gördüm. Bu kadar Kinin kullanıldığında karaciğerinde onarılmaz yaralar açacağını her hekim bilir. Bunun sanki bilinçli kullanılmış olduğun izlenimi edindim."

“Eppinger, Bergman, Dr. Fissinger, Dr. Neşet Irdelp hekimlik görevlerini bilinçli bir şeklide eksik yaptıkları kanısı bende hakim olmuştur."

Atatürk'ün öldürüldüğüne dikkat çeken Yurdoğlu tespitlerini Bekata'ya gönderdiği mektubunda sıralıyor.

Karaciğer söndürücü

Lebit Yurdoğlu'ndan Hıfzı Oğuz Bekata'ya gönderilen 18 Ekim 1962 tarihli mektup şu şekilde:

“Sn. Hıfzı Oğuz Bekata. Bu konuyu derinlemesine araştırdığımda sorunun sadece geç teşhis olmadığını teşhisle uyumlu ilaçlar kullanılmadığını tesbit ettim. Atatürk'ün ilaçlarının alındığı eczanenin kayıtlarına baktığımda, o dönemlerde sıtma tedavisi için kullanılan Kinin ilacının 43 şişe kullanıldığını gördüm. Bu kadar Kinin kullanıldığında karaciğerinde onarılmaz yaralar açacağını her hekimin bilmesi gerektiği ama bunun sanki bilinçli kullanılmış olduğun izlenimi edindim.

Atatürk'ün tedavi amaçlı verildiği diğer ilaç 'piremidon'dur. İnsanlar üzerinde toksin 'zehirli' etkisi olduğu kesinlik kazanmıştır. 'Civalı diuretik' olan 'salyrgan' isimli ilacın ise 3 Ağustos 1938 tarihinde yapılan konsültasyondan önce kullanımının tehlikeli olacağı bilindiği halde bu ilacın kullanılmasına devam edilmiştir. Eppinger, Bergman, Dr. Fissinger, Dr. Neşet Irdelp hekimlik görevlerini bilinçli bir şeklide eksik yaptıkları kanısı bende hakim olmuştur.

Hürmet ve muhabbetlerimle.

C.H.P. Genel Sekreter Yardımcısı İzmir Milletvekili - Dr. Lebit Yurdoğlu"

DNA TESTİ YAPILSIN

Son olarak Başbakan Bülent Ecevit'in doktoru Mücahit Pehlivan, 'Atatürk zehirlendi' diyerek kabrin açılmasını ve Mustafa Kemal'in naaşına DNA testi yapılmasını önermişti. Geçen hafta Fethullah Gülen'in 1960-1970'li yıllardaki ilişkilerini belgeleriyle ortaya çıkaran Yeni Şafak, 'Atatürk'e yönelik suikast' dosyasını da açıyor. Merkezinde 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ile İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Hıfzı Oğuz Bekata'nın olduğu yazışmalar Türkiye'yi derinden sarsacak, ciddi tartışmalara konu olacak.

'Her şey yolunda merak etmeyin'