Anne
Çok ölüyüm
Tutup kolumdan beni yeniden doğursana…!

Yüzümün bulutu vardı tırnaklarımın ucunda oynaşan
Aksanı bozuktu sağ gözümün ve sevmiyordu denizsiz kalmayı
Pembesini kansızlıkta yitirdiğim düşleri bırakıp
Kâğıttan şehirlerin keşfine çıktım
Tek pansiyonlu hikâyelerde kaldım hep
Hep toplu yaşamanın altını çizdim geri dönüp okumadım bile
Yüzümün bulutu oynaştıkça keskin uçlarımda
Göğüs kafesinden içeri tıkıldı başım
Çıkarabilene aşk olsun
Aşk olsun göğsümün güvercin resimlerine kıpırtı olana
Ben aşkı ancak bunun akabinde isterdim.

Kapkara bir uçurumdu ve ben çok kötü kapaklandım yalnızlığa
Acının şizofrenine sırnaşıp dizlerimde düşmüşlüklerimi parlattım
Öpünce geçmeler bana göre değildi ve yoktu öyle bir ilaç yanı başımda
Çocukluğuma misafir olamayacak kadar ruhsal durumumu amatöre bağlattım.

Ne zaman nefesime hayat felci vurdu bilmiyorum
Bilmiyorum hangi şarkıyla kırıldı kalbimin kolonları
Ben en son ölü kelebeklerden korkmanın yasını tutuyordum
Sinema filmlerinden arta kalanları kemirirken hüznüm
Hiçbir yüzü diğerinden ayıramıyordum
Karşıdan göremediğim bir coğrafyanın ıslak patikalarından
Lavını salmaya hazır yanaklarıma tırmanıyordum.

Kaç kez kaderine razı ol evlerine sığınmaya gittim
Dedim ki tutun beni ben isyana meyilliyim
Bana kendinden geçmiş secdelerden bir yer verin
Bir gün ansızın kendimi kendi kollarımda bulabilirim!

İçimde yeşeren intihar partilerinde ölümle düşüp kalkma isteği
Demirleşmiş kıyamlarda belimi bükemediğimdendi
Ve tüm hatlarımla biliyordum ki
Bir gün bir zebaninin eline düşsem
Beni gülüşünde cehennem gibi çiğnerdi.

Gücümün son közünü bu şehirde böyle külledim anne
Şimdi çok ölüyüm
Tutup kolumdan
Evire çevire ele güne ve Allaha
Beni yeniden doğursana..!

image